Günümüzde faşizmin geniş ve dar olmak üzere iki tanımı vardır. Geniş tanıma göre kapitalizmin maskeli restorasyonu ve açık diktatörlüğüdür, dar tanımda ise İtalya’nın dünya savaşları arasında yaşadığı süreçtir. Bu çalışmada faşizmin kısaca ne olduğunu ve İtalya’da ortaya çıkmasını sağlayan temel nedenlere değineceğiz.
Faşizm nedir? Kısaca tanımı
Siyasal demokrasi burjuvaya karşı işlemeye başladığında, kapitalizmi sürdürmek için demokrasiye son veren katı diktatörlüktür. Her ne kadar faşist rejimler anti-kapitalist gözükse de daima burjuvazi, sermayedarlar ve büyük toprak sahipleri tarafından desteklenmiştir.
- Faşizmde esas olan daima devlettir.
- Birey ve toplum rejime fayda sağlamak için dönüştürülür
- Faşizm uluslararası hukuk tanımaz. Mussoli’nin belirttiği gibi ”antlaşmalar ebedi değildir, bunlar önlerinde çaresiz kalınacak şeyler değildir”(…) Faşist devlet bireylere karşı kuvvet yoluyla nasıl egemenliğini dayatıyorsa aynı şekilde varlığını sürdürmek için diğer devletlere de bu şiddet yoluyla kendi gücünü benimsetmeli, yani savaşmalıdır aksi halde devamlılığını sağlayamaz. Bu bağlamda Nazilerin savaşma nedenlerini düşünecek olursak dahi konunun özünü kavrayabiliriz.
İtalya’da faşizmin ortaya çıkışı ve genel hatları
İtalya’da faşizmin ortaya çıkışını anlamak için İtalya’nın birleşmesine ve devamında ortaya çıkan sorun ve sonuçlara değinmemiz gereklidir.
Kont Cavour’un büyük emeklerinin olduğu İtalya Krallığı, kendi kültürüne ve özgün kuvvetlerine dayanarak değil, başta 3.Napolyon olmak üzere diğerAvrupa devletlerinin himayesi altında ortaya çıkmıştır.
İtalya’nın birleşmesi hem geç hem de zayıf gerçekleşmiş bu sebepten dolayı İtalyan kapitalizmi oldukça cılızdı. İtalyan burjuvası ancak devlet eliyle, desteğiyle varlık bulmuş ve zenginliğe ulaşmıştır. İtalya’da faşizmin başlıca dayanakları bir sol devrim korkusu ve liberal demokrasinin sorunlar karşısında çaresiz kalışıydı. Faşizmin yolunu bu iki ana hat çizmiştir.
İtalya’da kurulan bu yeni faşist rejim hep anti-kapitalist olduğunu iddia etse de bu sözde kaldı nitekim Büyük Faşist Konseyi’nce 21 Nisan 1927’de kabul edilen Çalışma Bildirisi’nin (Corta del Lavoro) 7.maddesi ”özel girişimlerin ulusal çıkarları yükseltmekte en etkili araç olduğu” belirtilmişti. Çalışma Bildirisinin 9.maddesi ile hangi durumlarda devlet müdahalesi olacağı belirlenmiştir.
Faşizme göre ekonomik eşitsizliklerden, çelişkiden meydana gelen sınıflar arasındaki bütün çalışmalar bu rejimde ortadan kaldırılabilir, işçi-patron, kapitalist-emekçi gibi ayrımları örtmek için hepsine ”Üreticiler” denmiştir ve onları da ”Üreticiler Birliği” içinde birleştirmiş ve bu ayrımları tamamen sözde olacak şekilde örtmü. Esasında ise bir çözüm sunmamış, kaldı ki böyle bir çözüm sunma niyeti de hiç olmamıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlere tekrar baktığımızda geç ortaya çıkan İtalya’nın Avrupa’daki diğer sömürgeci devletlere yetişebilmek için sonradan giriştiği koloni çalışmaları keşfedilmemiş bir bölgeye değil zayıf, kendi egemenliğini gücüyle koruyamayacak halklara ve bölgelere yönelmiştir. Libya’da, Etiyopya’da ne için işgalde bulunduğunu ve iki dünya savaşında da ne için yer aldığını yukarıdaki maddelere bakarak anlayabiliriz.
İlk yorum yapan siz olun